bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sanırsın istanbul onların,ankara ortak. at kafalıların kibri üst düzey.
    2. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      olması gerekendir. yoksa sikik öğrenci profili akademisyenin ağzına bile sıçar
    3. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      geçen proje teslim etmek için bu sik kırıklarından birinin odasına girdim. falan fişmekan diye konuyu açtım. adam ne yüzüme, ne de projeye bile bakmadan, karşıdaki rafa bırak, sonra da imzanı at, dedi. devamsızlık, şu, bu diye lafı çevireyim, sadede geleyim bari dedim. yapacak bişey yok, çıkarabilirsin dedi. tekmeyle sırtıma vursan bu kadar koymaz orospu çocuğu.
    4. 15
      +
      -entiri.verilen_downvote
      tamam eyvallah oraya gelmişsin belli ki yolda başına kötü şeyler de gelmiş ama neden küçük dağları ben yarattım havasındasın cici şey lan ben 50 dakikalık sınavda dünya haritasını çizdim kıtaları çizdim önemli dağ sıralarını belirttim volkanik dağları gösterdim sen gidip ölçeği yazmamışsın diyorsun senin ben her atomuna sövsem hoşuna gider mi bre zındık
      0her atomuna söv bence, araya benim hocalarımı da kat sana zahmet olmazsa. :/ - nisyan 09.06.2018 04:02:44 |#3671048
      0o iş bende merak etme - cort 09.06.2018 04:03:11 |#3671049
      0eyv :))) - nisyan 09.06.2018 04:03:32 |#3671109
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bölüm içindeki akademisyenlerden çok büyük bir ego görmedim diğer bölümden derse gelenlerden gördük ettik. akademisyen egosundan daha sikim sonik bir şey var o da (bkz: asistan egosu) rütbe düştükçe ego artıyor kısaca.
      1o kadar katılıyorum ki sana şu an... keşke şu yazdığını bizim bölümdeki asistanlar da görse - kıpçak bey 09.06.2018 16:41:03 |#3686317
    6. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eğitim sisteminin ne halde olduğuna bakıldığı zaman kesinlikle yadırganmaması gereken ego. belli bir statüye belli alanlar içinde “her şeyi yapabilirsin” yetkisini veren sistem suçlu. bu yetkiden ötürü yürüyen egoya dönüşen öğretim müsveddeleri suçlu değil, malesef.
    7. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      akademisyenlerin asistanlarının egosu, akademisyenlere bin atar. hepsi öyle değil ama bazılarının al kafasını duvara sürt alev alsın.
    8. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sanırım dünyanın en tatlış akademisyenlerine sahibim. tek sıkıntım araştırma görevlisi adı altında, yaptığımız ettiğimiz her şeyimize laf atan hanım ablamız...
    9. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gereksiz, ici bos cogu. derste soru sorarsin, dersle alakali, cevaplayamayip "hadi arastir da haftaya bize anlat." der. dersi masal okur gbi anlatir. slayti yapmaya usenir, oradan buradan bulduklarini verir bize. sinavi, sonraki sinava yakin zamanda aciklar. velhasil kelam, (bkz: üniversiteyi gözümüzde büyütmemek lazım).
    10. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      araştırma görevlisi diye bir gerçek var ego konusunda ama onu akademisyen egosuna dahil etmek olur mu emin değilim. bu işe 30-40 senesini veren doçentler, profesörler akademisyen benim için, araştırma görevlileri kısaca asistanlar değil
    11. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      derste aniden el kremi süresim geldi, en önde oturuyordum hoca da gördü. bana da versene çok güzel kokuyormuş, buraya kadar geldi kokusu diyor. tatlış ya egonun e'si yok adamda. akademisyenler nasıl mı olsun işte böyle samimi...
      1en önde oturuyorsan kokunun hocaya gitmesi normal değil mi “kokusu buraya kadar geldi” demesi saçma olmuş.. - kara12 31.10.2019 19:49:03 |#3767532
      1parfüm olsa gitmesi normal de kremler o kadar koku yaymıyor bence dediği normal.. - a bit of zeynep 31.10.2019 20:11:59 |#3767535
      1zeyno en önde oturuyorsun hoca sanki kantinden koktu diyor en fazla aranızda 3 metre vardır ki kremlerin o mesafeden kokusu anlaşılır.. - kara12 01.11.2019 19:40:42 |#3767673
      butun yorumlari goster (8)
    12. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Zorunlu Türkçe dersimizi sırf kendi doktorasını Amerika'da yaptığı ve ingilizce bildiğini göstermek için mi artık neden hiçbir mantıklı sebep bulamıyorum, bize İngilizce veriyor. Zaten İngilizce Öğretmenliği bölümüsünüz anlarsınız diyor. Lan ben bilimsel dersi İngilizce almak zorunda mıyım? Bu ne aptalca bir hareket ya. Bir de geçen "Kpss'de sorular Türkçe gelecek acaba size kötü mü yaptım?" diyor. Sence iyi mi yaptın, bir düşün bakalım. Bir kullan o kafatasının içindekini...
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Akademisyen egosundan çok onların asistanlarının egoları olduğunu düşünüyorum. Ulan hadi millet okumuş akademisyen olmuş kendine ego yapmış da sana noluyor acaba
    14. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: yar doç ) Böyle söyleyince çok rahatlıyorum. Hem karşının makamı belli oluyor ulan hemde küfür eder gibi be. En sevdiğin ünvan. Asdfghjkşi ama egolar tavan.
    15. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ben bu egoyu profesörlerde değil de asistan hocalarda görüyorum genelde. hiç unutmuyorum bundan 2 yıl önce bir hocamızın asistanına "sevgili ...." diye başlayan bir mail atmıştık. ertesi ders yanımıza gelip ben sizin arkadaşınız değilim, bana bu şekilde mail atamazsınız demişti. bunu hocamıza söylediğimizde ise bana bu şekilde mail atmanız daha çok hoşuma gider, sizler de benim çocuklarım sayılırsınız demişti. yaş ilerledikçe kendini üstte görme hissiyatı azalıyor sanırım, hayatında ilk defa bir noktaya yükselmiş veya torpil ile bir yere gelmiş insanın egosu her zaman yüksek olur.
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bazısı çok kötü. Mesela birini anlatayım. Master zamanları, ders için bekliyoruz sınıf önünde. Ders başlayalı yarım saat oldu, önceki dersi hocası hala bitirmedi. Neyse, kapıyı çaldım. Çıktı. Benim yaşlarımda güzelce bir öğretim görevlisi. Dedim ki, “Hocam dersimiz başlayacak ama hala siz bitirmediniz.” dedim. Yüzüme baktı kız, döver gibi “Ne zaman dersi bitireceğimi ben bilirim. “ dedi. Çarptı kapıyı yüzüme. Fena kuruldum ama. 3o kişi bekliyoruz böyle bunları. On dakika sonra bu kafayı uzatıp dedi ki, “ŞEY SINAVDAYIM DA, Acaba bana su getirebilir misiniz?” O an tüm dualarım kabul olmuş gibi sevindim. Dedim ki, “Uşağın mı var karşında, az ye de kendine uşak tut.” dedim. Tekrar kapıyı çarptı. Ben de bahçeye çıkıp huzur içinde çay içtim. Hocalarımın yarısından fazlası profesör. Derslerden çok televizyonda görüyorum her birini. Adamlar bana kardeşim diyor. Görüşüyoruz, kahve içiyoruz.
    17. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Okuduğum üniversitede kendi bölümümde hiç denk gelmedim gerçekten birikimli birer mezun olmamızı isteyen hocalarımız var okuldaki kafelerde sohbet ettiğimiz görüşmek için randevu bile almamıza gerek olmayan hocalar ve bu kişilerin hepsi profesör ve çalışmaları yurt dışında farklı dillere çevrilmiş aynı zamanda alanlarında tanınmış onlarca hatta yüzlerce makaleleri kitapları olan kişiler onlar bizlere böyle güzel yaklaşınca saygı sevgi tavan oluyor ama aynı üniversitenin farklı fakültelerindeki hocaların tavırları davranışları o kadar bencilce ki iyi ki bölümümdeki hocalarım egosuz
    18. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Ben şöyle bir şey gözlemledim sizin de görüşünüzü merak ediyorum. Genelde başarılı akademisyenler pek ego derdinde olmuyor. Galiba alanındaki başarılar dolayısıyla tatmin olduğu için öğrenci üzerindeki otoritesini ya da ne biliyim başka şekilde kendini tatmin etmesine ihtiyacı kalmıyor. Ama başarısız, fazla bir bok yapmayan akademisyenler başka şekilde tatmin olmaya çalışıyorlar. Mesela öğrenciyi azarlamak, aşağılamak ve öğrencinin gık diyemediğini görüp otoritesini tescillemek gibi
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      genellikle hocalarım iyi niyetli, saygılı ve alçak gönüllü insanlardı. bu konuda kendimi şanslı görüyorum ancak elbette benim de bazı kanı bozuklara denk gelmişliğim var. kendisinden bilgi almaya, öğrenmeye çalışan insanlara karşı kibirli davranan, onlara böceklermiş gibi bakan akademisyenlerin amına koyayım. adınızı bilim adamı, akademisyen, cart curt, ne koyarsanız koyun "ben oldum" dediğiniz anda aslında bir sik olamamışsınızdır. merak ediyorum "ben oldum" demeye cesaret dahi edemeyen adamın bulduğu elektriğin altında yazdığınız kıçı kırık makalelerinizle kendinizi ne bok sanıyorsunuz? üstelik yazdığınız makalelerde sırtından geçindiğiniz öğrencilerin sayısını bilmiyoruz mu sanıyorsunuz? ama sizin de zamanınız gelecek...
    20. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Eskiden kolaymış olmuşlar cidden Şimdi bi tarafımız çıkıyor yine de siralamaya bile giremiyoruz
    21. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: türkiye'deki akademisyenlere zorunlu insanlık dersi verilmesi gerekliliği) bunların alayı embesil. kafayı yedirtecekler bana. böyle bi üstten üstten ampır ampır konuşmalar, küçümsemeler, ufacık işleri bile bile zorlaştırmalar... sen kimsin amk? ne sorduğum soruya bi cevap verebiliyor ne herhangi bi öğrenciye bi faydası dokunuyor ne de bilime bi katkısı var. anca o egosuyla milleti ezikliyor. gören de diyecek yale üniversitesinde ord. prof. mail'e cevap vermeye bile tenezzül etmeyenler var. kafayı yememek elde değil ya. bi de bunların asistanları var ki, evlerden ırak.. bi şey demeye de gelmiyor hemen fıttırıyorlar ve seni kara listeye alıyorlar. du bakalım..
    22. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      cidden böylelerinin allah belasını versin. 0.1 gibi bir puana ihtiyacım vardı ve vermedi. öte yandan aynı hocanın rüşvetle öğrenciyi dersten geçirdiği dedikoduları vardı.
    23. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Gerçek akademisyenin egosu olmaz çünkü ne kadar çok şey bilirse bilsin bilmediği daha çok şeyin olduğunu bilir, sürekli öğrenmeye devam eder. Ama bize bi bok bilmeyen iki diplomayla kendine sıfat ekleyince üstün olduğuna inanan cahiller denk geldi napalım
    24. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      kimisine müstahak olandır. yaş olanlar için tabii ki aynı şeyi söylemiyorum ama bazı kurular var, aman aman... üniversite çağına kadar gelmeyi başarmış bu geri zekalılar okuma yazma bilmeyen çocuklardan daha fazla ehlileştirilmeye muhtaçlar. bunlara bu dil lazım. üniversitedeki zamanlarını anımsıyorum da; bu dediğim tiplere çokça şahit olmuştum. bir örnek vereyim ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. bir kız vardı, doğru dürüst derslere gelmezdi. gelmediği haftalardan birinde hoca derste sınavın test mi klasik mi olması hakkında sınıfın fikrini sordu. sınıftan spesifik cevap çıkmayınca döndü direkt bana sordu, ben de izahını yaparak klasikten yana olduğumu söyledim. sınıf da izahımı makul bulmuş olacak ki klasik seçeneği herkesçe kabul gördü. aradan zaman geçti, sınav geldi çattı. bu kız beni buldu hesap soruyor. neymiş efendim sınavın klasik yapılması benim yüzümdenmiş de derse gelmeyenler şimdi ne bok yiyecekmiş... anlayacağınız kızın gayesi şu; sınav terst olsun, derse dair en ufak bir şey bilmemesine rağmen en azından şıklar üzerinden gitmek ya da dümdüz sallayarak şansa bala geçer not toplamak. bu kadar. ben bu kıza efendi gibi anlattım bu dersin sınavının neden klasik olması gerektiğini. iki sınav türünün de artılarını ve eksiklerini bu ders özelinde yan yana yazdığınızda klasik seçeneği paha biçilmez derecede değerli oluyor. tabii derse gelenler için :d tabii bu arkadaş ısrar etti bu gerçeği anlamamakla. ben de lafımı sakınmadan söyledim, gelseydin o gün bu fikrini hocaya söyleseydin o zaman dedim geçtim. uyanık sanıyor kendini aklınca. gelmişiz son sınıfın finallerine, sen onca hafta derse gelme, her akşam gece kulüplerine ak, sonra sınavın nasıl yapılması gerektiğini senin keyfine göre seçelim. oldu, başka? en son büt sınavında da benzer bir şey yaşayıp, hocayla çok pis kavga edip yaz okuluna kalmıştı. sonra ne yaptı bilmiyorum. bense üniversite hayatım boyunca hiç yaz okuluna kalmadım, son birkaç dönemse bütün ne olduğunu unuttum. yine olsa yine aynısını yaparım. acımayacaksın böylesine. okulu uzadı mı bilmiyorum ama sorsan tüm bunlar benim yüzümden olmuştur, sorumluluğu asssla üzerine almaz :d velhasıl; bahsini ettiğim bu arkadaşa haddini eze eze bildiren hocamdan allah razı olsun. sonlara doğru adamın odasına vedalaşmaya gittik, bir güzel sohbet ettik, adam çay demledi bize. o ana kadar o kadar babacan olduğunu bilmezdim, meğerse herif harbiden adamına göre muamele yapıyormuş. ben sormadan kendisi önermişti o gün, dilersem cv'me ismini referans olarak yazabilirmişim. (bkz: bir hocaya bakarım zorba mı diye) (bkz: bir de öğrenciye bakarım zorbalığa layık mı diye)
      2yaz okuluna kalanların hemen hemen yarısı bu enayilerden oluşuyor arkadaşlar. o yüzden ne yapıp edin yaz okuluna kalmayın. yaz okuluna kalınır da bunlarla aynı kümede olunur mu amk? düşman başına... - louis froziel 20.09.2022 19:53:10 |#4453463
    25. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Allah'ın cezaları işte.
    26. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Günlük (alanında) minimum 15 makale okuyan insan bir yerden sonra sizi gidi cahiller havasına giriyor. Karşısındakinin suratına bakmaması normal. Bir de bunun üzerine sözlüğe entiri falan yazıyor. (Yoo kendimden bahsetmiyorum yav benim bir arkadaşım var öyle :))
      1zaten hep arkadaş. yoksa siz öyle değilsiniz. değilsiniz di mi? 🤔 - nach 19.03.2023 15:44:39 |#4523485
      2Ben işsizim 😪 kime neyin egosunu yapayım? - issiz_akademisyen 19.03.2023 15:57:35 |#4523488
      1hıım... kadro gelince bu özellik yüklenecek öyle mi? 🤨 - nach 19.03.2023 16:00:07 |#4523490
      butun yorumlari goster (23)
    27. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      genellikle profesör ya da doçentlerde karşılaşılmayan durumdur. Cins akademisyenler genelde doktor öğretim görevlileri olur.
    28. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Şu ana kadar ego görmediğim çok az akademisyen oldu. Bazıları kesinlikle haklı ve yakışan bir egoydu. Ama ben hiçbir meslek dalında ego olmaması taraftarıyım. Bir dersi sevdiren hocadır ve bu da insanı başarıya götürür. Sözel derslerden nefret etmeme rağmen ceza hukuku hocamızı çok sevmiştim ve 3. Sınıfta tüm odağımı o derse vermiştim